Yeni Anahtar Kelime Eklemek İçin Tıklayınız...

Özet Sistemi 2022

5. trakya bilim şenliği
Poster Sunumu
Olgu Sunumu
cotard sendromu

COTARD SENDROMU

Ceren Yılmaz

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Cotard sendromu (CS) hastanın beyni, sinirleri ve iç organları olmadığını, ölü olduğuna ya da var olmadığına inandığı nihilistik sanrıların eşlik ettiği nadir görülen bir hastalıktır. Bu sendromda sahip kişilerde  kendi ve dış dünyanın varlığını reddetme, halüsinasyonlar, intihar eğilimi, ölümsüzlük düşünceleri ve negativizme rastlanır. Aynı zamanda hastalar uykusuzluk, yememe durumu, aşırı kilo kaybı gibi şikayetlere sahiptir.

      Ender görülen bu hastalığa neyin yol açtığı tam olarak bilinmemekle birlikte bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar 52 yaşının üstündeki bireylerde ve kadınlarda Cotard Sendromuna daha çok rastlandığını göstermiştir. Hastalığın bipolar bozukluk, şizofreni, psikotik bozukluklar gibi psikiyatrik kökenli; multipl skleroz (MS), parkinson, epilepsi, serebral enfarktüs, mental reterdasyon gibi nörolojik kökenli hastalıklarla ilişkili olduğu bilinmektedir. Yapılan analiz ve araştırmalar 3 önemli faktörü ortaya koymuştur: Psikoz, Cotard Tip 1 ve Cotard tip 2. Psikoza sahip hastalarda melenkoli ve nihilistik sanrılara rastlanır. Cotard tip 1 hastalarında, herhangi bir depresyon beliritisine veya başka bir hastalığa rastlanmaz. Bu yüzden Cotard Tip 1’e Saf Cotard Sendromu da denilmektedir. Bu hastaların tiroid fonksiyon testleri, Kraniyel MRI incelemesi, elektrokardiyografi (EKG), elektroensefelografi (EEG) ve kan değerleri normaldir. Tip 2 hastalarda ise endişe, depresyon, işitsel halüsinasyonlar ya da diğer hastalıklar görülmektedir. Bu hastalar karışık grup olarak nitelendirilir.

   Günümüzde Cotard Sendromunun psikofarmakolojik tedavisi ile ilgili ayrıntılı çalışma sayısı yetersizdir. Tedaviler semptomatik olarak uygulanmakta ve hastaya hususi tedavi protokolü hazırlanmaktadır. Tekli ilaç çalışmalarında amiriptilin, duloksetin, sulprid, olanzapin kullanımının etkili olduğu tespit edilmiştir. Risperidon/sertalin, risperidon/sitalopram, haloperidol/mirtazapin, amitriptilin/klomipramin birlikte tedavileri de etkilidir. Elektroşok yöntemi (EKT)  en verimli ve güvenilir tedavi yöntemidir ancak tüm hastalara uygulanamamaktadır. Birçok çalışmada EKT’nin özellikle psikotik özellikle depresyon tanılı hastalarda etkili olduğuna dair veriler mevcuttur.

 

 

 

 

2019-02-16 22:52:00
Üçüncü
ceren yılmaz